Gündemde Öne Çıkanlar
8
bilanço zararı yazıyor, bunun sonucunda
bizlerin yakından bildiği üzere şirketler
ödemelerde ciddi sıkıntılar yaşıyor, tüm
bu sorunlar karşılıksız çeklerle ekonomiye
yansıyor. Merkez Bankası seçime kadar faizi
yükseltmeme tercihini kullanırsa, maalesef
potansiyel kötü sonucu sırf siyasi kaygılarla
büyütmüşolacak. Enkötüsenaryo ise, ‘Yatırım
Yapılabilir’ sınıfında olan ülke kredi notu
derecesinin kaybedilmesi. Umarım bu kötü
senaryolarla karşılaşmayız. Ancak, Merkez
Bankası FED’in faiz artışını bekleyeceğini
açıkladı. Bu artış geciktikçe ülkemizde daha
sert kur artışlarıyla karşılaşabiliriz” ifadelerini
kullandı.
BABACAN’A GÖRÜŞLERİMİZİ İLETTİK
G-20 liderlerinin onuncu toplantısının,
2015 yılında dönem başkanlığını üstlenen
Türkiye’nin ev sahipliğinde, 15-16 Kasım
tarihlerinde Antalya’da düzenleneceğini
belirten Sanlı, 2015 gündeminin üç ana
konu başlığının, ‘Küresel Toparlanmanın
Güçlendirilmesi ve Potansiyelin Artırılması’,
‘Ekonomik Dayanıklılığın Artırılması’ ve
‘Sürdürülebilirliğin Desteklenmesi’ olduğunu
kaydetti. Sanlı, “Global düzeyde yaşanan ve
sınırlarımızda yakından hissettiğimiz başta
Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerine yayılan
krizde kamunun finansmanında şeffaflık,
kamuyu aydınlatma, hesap verilebilirlik
ve açıklık konuları ön plana çıkmaktadır.
TÜRMOB olarak öncelikle kendimiz bizzat
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a
görüşlerimizi yazılı olarak ilettik. Son olarak
ise çatı örgütümüz IFAC tarafından G-20
ile ilgili olarak hazırlanan niyet mektubuna
yönelik görüşlerimizi bildirdik” dedi.
DENETİMİN KALİTESİ ÖN PLANA
ÇIKIYOR
Konuşmasının devamında mesleki konulara
değinen Genel Başkan Sanlı, tüm dünyada
son zamanlarda gerçekleştirilen çalışmalarda
denetimin kalitesinin artırılmasının ön
plana çıktığına dikkat çekti. Türkiye’de ise
denetimin kalitesinin arttırılmasına yönelik
çalışmaların yapılmadığını belirten Sanlı,
“Denetimin kalitesi sadece bu konu ile ilgili
etkinlik düzenleyerek artmaz. Artık nitelikli
adayları bu mesleğe çekmekte zorlanıyoruz.
Siz istediğiniz sınavı yapın, istediğiniz eğitimi
düzenleyin, istediğiniz standardı yayınlayın,
bunların hiçbirisi denetimin kalitesini
arzuladığınız seviyeye çıkarmaya yetmez.
Bu mesleği cazip hale getiremezseniz, bu
mesleği icra edenlere denetim kültürünü
aşılayamazsanız diğer bütün çabalarınız
askıda kalır” dedi. Bununla ilgili düzenlemenin
bir takvime bağlanarak yapılması ve
sonuçlarının analizlerle ortaya konulması
gerektiğini kaydeden Sanlı, “Tüm bunları
yaparsanız sağlıklı sonuçlar alabilirsiniz “
dedi.
TEMEL ÇATI DÜZENLEME OLARAK
“KOBİ TFRS” ELE ALINMALI
Ülkemizde Türk Ticaret Kanunu (TTK)
sonrası Uluslararası Finansal Raporlama
Standartları uygulaması hakkında bilgi
veren Sanlı, “TTK’da yapılan değişikliklerle
öncelikle bağımsız denetime tabi olma sınırlı
tutulmuştur. Bunun bir yansıması olarak
KGK’nın 2012 yılının sonunda alınan Kararı
çerçevesinde, Türkiye Muhasebe Standartları
(TMS) uygulama yükümlülüğü bağımsız
denetime tabi olmaya bağlanmıştır. Diğer
bir ifadeyle, TMS’yi uygulayacak şirketler
esas olarak Bakanlar Kurulu Kararı’na göre
bağımsız denetime tabi olacak şirketler
olarak belirlenmişti. KGK’nın ilk kararına göre
bağımsız denetime tabi şirketler 2013 yılında
Türkiye Finansal Raporlama Standartları’na
(TFRS) geçiş yapmışken, yeni karar ile
artık sadece Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu (BDDK) ve Hazine Müsteşarlığı
düzenlemelerine tabi şirketlere, diğer bir
ifadeyleKamuYararını İlgilendirenKuruluşlara
(KAYİK), TMS uygulanacaktır. Bunların
dışında kalan şirketlere ise Muhasebe Sistemi
Uygulama Genel Tebliğleri’nde (MSUGT)
belirlenen ilave hususlarla birlikte uygulama
yapılacaktır. Sonuç olarak; ilk başta TMS
uygulama yükümlülüğü bakımından şirketler
arasında ikili ayrım var iken, bu Karar ile üçlü




